Yüreğim kanıyor
Yavuz bingölYarılan ekmeğin buğusuyduk
Biri saksımızı çiğneyip gitti,biri duvarları yıktı
Camları kırdı,fırtına gelip aramıza serildi
Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri,her şeyi kötüledi
Bizi yaraladı,biri şarabımızı döktü,soğanımızı çaldı
Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu
dedimya gözüm ciğerim yanıyor yüreğim kanıyor
olmasaydı olmasaydı sonumuz böyle
göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle
Dağlarda çoban ateşiydik,dolanarak mavzer yatağında
Ceylanın pınara inişiydik
Göğsüm daralıyor,yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle
Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş
Aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe.
hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu
birer tomurcuktuk hayatın kollarında
birer çiğ damlasıydık bahar sabahında,gül yaprağında dedimya gözüm hiç yoktan susturuldu şarkımız
Yüreğim kanıyor,ciğerim yanıyor
olmasaydı olmasaydı sonumuz böyle
Pão Buğusuyduk estourando
Alguém foi saksımızı mastigados, destruiu as muralhas de um
Vidro quebrado, a tempestade veio e caiu no meio
Tem-se multiplicado um milhão de vezes uma das minhas tristezas, tudo decried
Nos ferir, alguém derramou o nosso vinho, roubou soğanımızı
Alguém bateu na gaiola, nada kuşumuzu
Meus olhos estão queimando Meu coração está sangrando dedimya Cigerim
Sem que o nosso fim não tinha sido
Meu coração sangra e meu peito está ficando mais apertado
Sem ele o nosso fim
Ateşiydik pastor nas montanhas, rifle Mauser, demorando-se na cama
Inişiydik gazela Pinara
Meu peito está encolhendo, meu coração está sangrando
Sem ele o nosso fim
Perdido na floresta como um yolcuyduk
No çıtırtıyla mesmo um pouco trêmula.
coincidência que o karşılaşırdık mesmo local
os braços de uma vida de tomurcuktuk
damlasıydık uma manhã de primavera-prima, meus olhos subiu do nada deixa canção dedimya é silenciada
Meu coração está sangrando, queimaduras Cigerim
Sem que o nosso fim não tinha sido